Eserlerini Arapça yazdığı için ibni Sina'ya Araptir diyen bazı Garp mütefekkirleri olmuştur. Halbuki ibni Sina Türktür. ibni Sina biraz büyüdükten sonra babası ile birlikte Buharapya döndü orada tahsile başladı. 10 yaşında Kur'- • anı ezberledi. Daha sonra çeşitli hocalardan ho,sap, hen-dese fıkıh, kelöm, mantık, felsefe, tıp okudu. sazı oku-duklarını müşahadeden geçirirdi. Durmadan çalışıyor, okuyor ve yazıyordu. Gündüzün halledemediği meseleleri gece uykuda halledlyordu. Bu şekilde çalışan İbni
Sina daha sonraları metafizi-ğe başladı. Bu hususta hayli çalıştı. Cözemediği antıya-madığı bir hayli meseleyi elde ettiği Farabrnin bir ese-rinden öğrenince Secde-i Şükrana kapandı, fakirlere sadaka verdi. ibni Sina'nın fikir inkişafında Samanoğullan sarayı-nın büyük tesiri olmuştur.
Hastalanan, Saman oğlu Nuh İbni Sina'nın tedavisi ile iyi olmuştur. Bu muvaffakiyet Şarkın genç, dev eılimine meşhur «Sivan'ul hikme» ismin-deki saray kütüphanesinin kapıları açılmıştır. Farabfinin «Ettalimaüssani» adlı eserini burada yirmi iki yaştnda tetkik eder.
Babasının ölümünden sonra Harzem'e gitti.Bu endişeden dolayı Sehl Ibni Mesih ile Harzem çö-
lünü gecerken aclık ve susuzluktan Sehl İbni Mesih öldü,Kendisi de canını zor kurtararak Cürcan'a (1019) da geldi.
Bugün tedrisle uğraşan meşhur bir üstad, veya hastaları ile uğraşan tabib yarın memleketin-idaresini yüklenmiş vezir, ertesi gün hükümdarın takibatından kurtulmak icin saklanan hapis.Ama o dershanesinde ve kliniğinde olduğu gibi, nezaret masasında da hapishane köşelerinde de daima dü-
şünen bir âlim, yazan bir müellif olarak kalmıştır.
Onun korkunc kasırgalar önünde sürüklenen bir hayat icinde bitmeyen tefekkürü, daimî didinişi dimağ vebünyesinin ne payansız bir enerii ve hayatiyete sahip olduğunu göstermektedir.
İrfan sahasının genişliğini anlatan eserlerinin listesini tetkik ettiğimizde karşımıza sistem sahibi bir FeyIesof, ölim bir tabib, kudretli bir mantıkcı, keskin nazar;lı hey'et şinas bir riyaziyeci, tecrübe ve müşahedeyi rehber edinen bir âlim yükselmektedir.Gariptir ki eserlerinin en kıymetlilerini .ya- takibata uğradığı veya bir kalede mahpus kaldığı zamanlarda yazmıştır.
İbni Sina ilmen olduğu kadar ahlaken de üstün bir insandı. Siyasi yollarla kendisine türlü cefa çektirmiş insanlardan intikam almak fırsatı eline gectiği vakitlerde bile îbuna tenezzül etmemiştir.
Biz beşeriz sen bizim tevbe-mizi kcibui et. Seni hakkı ile tanıyamadık.» «Ey bütün kainatı harekete getiren Zatı Akı' mak-sad ve garaz sensin ve sen öyle bir gayesin ki senin yerini başkası tutmaz. Kalbinde senin azametinden başka har-dal tanesi kadar sevgi bulunan kalb hastadır.» «Yarabbi vuku bulduğu kimseyi dar bir maişet çer-çevesi içine alan fitneden sana sığınırız. Yarabbi şimdi sana döndük dönüşümüzü kabul et. Senden yüz çeviren kalpied kendine çevir. Eğer sen nefislerimizin hastalığını ve körlüğünü iyi edip şifaya erdirmezsen senden başka kime inüracaat edilir.» Dünyaya da «İşte dünya dediğin budur, kenet Onme-si kınimak ve yapılması yıkılmak içindir» gözü ile bakan Ibili Sina bütün malını Allah için verdi. Vefatına kadar her gece yüz rekat namaz kılıyor ve her üç günde bir ha-tim yapıyordu. Sahte gururunu bir türlü yenme kudretini kendinde bulamayan Garp süfli hurafeler içinde boğulurken Şarkın ilim sultan, değişmez kanunlara bağlı olduğunu arz kabuğunun orogenik ve tejtonik kuvvetlerle tekevvün ettiğini izah etmişti. Kitaplarından başta «KANUN» ve «URCUZE» olmak üzere bir çoğu Lâtinceye, daha sonra Ingilizceye, Fran-sızcaya, Almamaya tercüme edilmiş ve müteaddit defa-lar basıimıştır. 1023 tarihinden itibaren Alaüddevie Ebu Cafer-1<a-küveyh'in yanında günlerini geçirmiştir. Kendisini çok seven sultan onu devamlı yanında bulunduruyor, hattö harbe gittiği zamanlarda bile yanından ayırmıyodu Yi-ne böyle bir seferde iken hastalandı, Hemedan'a getiril-di. Birkaç gün sonra 21 Haziran 1037 de hayata gözlerini yumdu. Allah'ın rahmet' üzerlerine olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder